Tom, Mary'yi bacağından iki kere vurdu.
 - Tom shot Mary twice in the leg.
Okunmayı hak eden bir kitap iki kere okunmayı hak eder.
 - A book worth reading is worth reading twice.
Senin odan benimkinin boyutunun iki katı kadar.
 - Your room is twice the size of mine.
Benim iki katım kadar yaşlıdır.
 - He is twice as old as I.
İki kez evlendi ve yirmiden fazla çocuğu oldu.
 - He married twice and had more than 20 children.
Komite ayda iki kez toplanır.
 - The committee meets twice a month.
Bir şeyi yapmak için Tom'a iki defa söylemek zorunda değilsin.
 - You don't have to tell Tom twice to do something.
Yıldız Savaşlarını iki defa izledim.
 - I have seen Star Wars twice.