Bu yer, toplu taşıma araçları için uygun değildir.
 - This place isn't convenient for public transportation.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
 - A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Bu cadde tehlikeli eşya nakilleri için kapalı.
 - This street is closed for transports of dangerous goods.
Sami mobilyalarını taşımak için kendi kamyonunu kullandı.
 - Sami used his own truck to transport his furniture.
Sami, mobilyalarını Kahire'ye taşımak için düzenlemeler yaptı.
 - Sami made arrangements to transport his furniture to Cairo.
Ulaşım için ona güvenebileceğinizi biliyorum.
 - I know you can rely on him for transportation.
Konsolosluk Tom için tıbbi ulaşımı düzenlemeye yardımcı oldu.
 - The consulate helped arrange medical transport for Tom.
Toplu taşıma aracı ile oraya gitmek can sıkıcı.
 - It's a pain in the neck to get there by public transportation.
Sami mobilyalarını Kahire'ye nakletti.
 - Sami transported his furniture to Cairo.
Bir tayfun kuvvetli rüzgarlarla ve toplu taşıma araçlarını durduran şiddetli yağmurlarla çarşamba günü Tokyo'yu vurdu.
 - A typhoon hit Tokyo on Wednesday with strong winds and heavy rains stopping public transportation.
Taşımacılık araçlarımız yok.
 - We have no means of transportation.
Taşımacılık araçlarımız yok.
 - We have no means of transportation.
Bir araba, bir bisiklet, bir uçak, bir tekne ve bir tren tümü ulaştırma araçlarıdır.
 - A car, a bicycle, an airplane, a boat, and a train are all means of transportation.
Hangi ulaştırma aracıyla buraya geldin?
 - By what means of transport did you get here?