Kuşlar o kadar evcil ki onlar sizin elinizden yiyecekler.
- The birds are so tame they will eat from your hand.
Tom bir kurt yakaladı ve onu evcilleştirmeye çalıştı.
- Tom caught a wolf and tried to tame it.
Sir Harold kibar bir İngiliz beyefendisi.
- Sir Harold is a fine English gentleman.
Kibar görünüşlü yaşlı adam kalktı ve elini bana verdi.
- The gentle-looking old man got up and gave his hand to me.
Tom sevgi dolu ve şefkatli bir beyefendi.
- Tom is a loving and caring gentleman.
O, kapıyı hafifçe itti.
- She gave the door a gentle push.
Tom, Mary'yi yavaşça itti.
- Tom gave Mary a gentle push.
Tom bir kurt yakaladı ve onu evcilleştirmeye çalıştı.
- Tom caught a wolf and tried to tame it.
Bir kurtu evcilleştiremezsin.
- You cannot tame a wolf.
Yumuşak bir rüzgar esiyor.
- A gentle wind is blowing.
Uzun kara kış sonunda bitti ve yerini yumuşak ılıman bahara bıraktı.
- The long cruel winter at last came to an end, giving place to a gentle warm spring.
Yaşlandıkça, daha hoşgörülü oldu.
- As he grew older, he became gentler.
Tanrılar kadınları erkekleri uysallaştırmaları için yarattı.
- Gods created women to tame men.
Hiç kaplumbağa kadar uysal bir hayvan görmedim.
- I have never seen an animal as tame as a turtle.
They have a tame wildcat.
The lion was quite tame.
This party is too tame for me.
He tamed the wild horse.
... nomadic people in Central Asia learn to tame them for the first time. ...
... One animal that gives any human who can tame it ...