to show sudden emotion, especially anger

listen to the pronunciation of to show sudden emotion, especially anger
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to show sudden emotion, especially anger в Английский Язык Турецкий язык словарь

throw
{f} fırlatmak
throw
atış

Tom Mary'nin taşları suya atışını izledi. - Tom watched Mary throwing rocks into the water.

throw
yöneltmek
throw
atlı
throw
kaçırmak
throw
{f} at
throw
(parti/yemek/vb.) vermek
throw
düzenlemek
throw
şaşkına çevirmek
throw
fırlatma

Kayaları nehre fırlatmayın. - Don't throw rocks into the river.

O benden topu geri fırlatmamı rica etti. - He asked me to throw the ball back.

throw
giyivermek
throw
{f} atmak; fırlatmak: Throw me the ball! Bana topu at!
throw
düşe atım
throw
ipeği büküp ibrişim yapmak
throw
(fiil) atmak, fırlatmak, düşürmek; yavrulamak; bükmek (ip); vermek (parti vb.)
throw
kolu çevirerek açmak veya kapamak yere atmak
throw
{i} şal
throw
(isim) atma, fırlatma, atış; düşürme; örtü, şal; yer tabakasındaki çatlak
throw
{f} uzatıvermek: He threw his arm out in front of her at once. Hemen
Английский Язык - Английский Язык
throw

Bill runs into the kitchen and tells Dad that Erik is throwing a tantrum. He tells Bill to go back and watch his program and to ignore his brother. Fifteen minutes later, Erik is still screaming.

to show sudden emotion, especially anger

    Расстановка переносов

    to show sud·den emotion, es·pe·cial·ly an·ger

    Произношение

Избранное