Bitkiler olmasaydı, biz yaşayamazdık.
 - If it were not for plants, we wouldn't be able to live.
Yağmur ormanlarının, dünya yüzeyinin sadece yüzde ikisini kaplamasına rağmen; vahşi bitki, hayvan ve bitki türlerinin yarısından fazlası orada yaşar.
 - Although rainforests make up only two percent of the earth's surface, over half the world's wild plant, animal and insect species live there.
The new guy turned out to be a plant.
Öncelikle bütün bu tohumları ekmek zorundayız.
 - First of all, we have to plant all these seeds.
Nisan ayı sebze tohumlarınızın çoğunu ekmek için en iyi zamandır.
 - April is the best time to plant most of your vegetable seeds.
Valentina sekiz yaşındayken 1945 yılında okula başladı. O, 1953 yılında bir tekstil fabrikasında çalışmaya başlamak için okulu bıraktı.
 - Valentina started school in 1945 when she was eight years old. She left school to begin working in a textile plant in 1953.
Boston'da bir fabrikamız var.
 - We have a plant in Boston.