Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.
- Tom put together one million dollars in unmarked, used bills as the kidnappers had told him to do.
O araba satıcısı bu kullanılmış Toyota'nın iyi durumda olduğunu söylediğinde bana yanlış bilgi vermiş.
- That car dealer gave me a bum steer when he told me this used Toyota was in good condition.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Na'vi dili Avatar'da kullanılır.
- Na'vi language is used in Avatar.
Ben eskiden olduğum gibi değilim.
- I'm not what I used to be.
Eskiden bardak altlıklarını toplardım.
- I used to collect coasters.
Erken kalkmaya alışkınım.
- I'm used to keeping early hours.
Yalnız yaşamaya alışkın.
- She is used to living alone.
Bu makarna sosunda kullanılan bitki maydanoz olabilir.
- The herb used in that pasta sauce might be parsley.
Dünyada en çok kullanılan işletim sistemi Windows'tur.
- Windows is the most used operating system in the world.
Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
- Is eating fish as healthy now as it used to be?
O artık eskisi gibi değil.
- She is no longer what she used to be.
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
- Tom isn't as skinny as he used to be.
Tom eskiden olduğu kadar utangaç değil.
- Tom isn't as heavy as he used to be.
Tom bir özel eğitim öğretmeni idi.
- Tom used to be a special education teacher.
Biz eskiden komşu idik.
- We used to be neighbours.
Tom yalın ayak yürümeye alışık değildir.
- Tom isn't used to walking barefooted.
Bu ısıya alışık değilim.
- I'm not used to this heat.
He used to live here, but moved away last year.