Bu lekeyi çıkarmak imkansız olacak.
- It'll be impossible to remove this stain.
Bu lekeyi çıkarmak imkansız olacak.
- It's going to be impossible to remove this stain.
Sadece herhangi bir şüpheyi ortadan kaldırmak için, artık ailemle birlikte yaşıyorum.
- Just to remove any doubt, I no longer live with my parents.
Kağıtları masadan kaldırdı.
- She removed the papers from the desk.
Eski mobilyayı kaldırdık.
- We removed the old furniture.
Tom tanımadığı birinin yanında oturdu.
- Tom sat down next to someone he didn't know.
Sabun kiri çıkarmaya yardım eder.
- Soap helps remove the dirt.
Eve girmeden önce ayakkabılarınızı çıkarmanız gerekir.
- You must remove your shoes before entering a house.
Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.
- Don't lend money to someone who can't have a morning erection.
Amerika Birleşik Devletlerinde, hapşırdıklarında birine çok yaşa deriz.
- In the U.S., we say bless you to someone when they sneeze.