Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to make or place at windows, to open

listen to the pronunciation of to make or place at windows, to open
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to make or place at windows, to open в Английский Язык Турецкий язык словарь

window
pencere

Oturma odamda geniş pencereler var. - My living room has wide windows.

Pencereler açık uyuma. - Don't sleep with the windows open.

window
{i} cam

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı. - The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.

Ben camı kırarken görüldüm. - I was seen to break the window.

window
vitrin

Tom bir şey almadan vitrinleri gezdi. - Tom went window-shopping.

Teşhir vitrine bakmaktan vazgeçti. - She stopped looking at the show window.

window
{f} pencerele

Hava güzel olduğu zaman, Tom her zaman pencerelerini açık bıraktı. - When the weather was nice, Tom always left his windows open.

Şu çocuk sık sık bir top ile pencerelerimizi kırıyor. - That boy often breaks our windows with a ball.

window
gösteriş
window
(Askeri) HAİL LEVHA: Bir radar karşı tedbiri olarak, frekans mesafesi şeritler halinde, genellikle uçaklardan bırakılan veya mermi ya da roketlerden fırlatılan ince madeni levha, tel veya çubuklar. Ayrıca bakınız: "chaff"
window
pencere,v.pencerele: n.pencere
window
göz boyama
window
{i} camekân
window
{i} radarı şaşırtmak için uçaktan saçılan mermi
Английский Язык - Английский Язык
{v} window