Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

to establish a basis for

listen to the pronunciation of to establish a basis for
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to establish a basis for в Английский Язык Турецкий язык словарь

build
plan yapmak veya kurmak
build
{f} inşaatçılık yapmak
build
{f} kurmak

O yürürken onun beyni yüzlerce harika şeyler planlamakla, yüzlerce hayaller kurmakla meşguldü. - As he walked along, his brain was busy planning hundreds of wonderful things, building hundreds of castles in the air.

Yeni başkan ordu kurmak istiyor. - The new president wants to build up the army.

build
{i} (insan için) yapı, bünye, fizik
build
(Bilgisayar) oluşturma

Bir uygulama oluşturmamız gerekiyor. - We need to build an app.

Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır. - The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.

build
monte etmek
build
(Bilgisayar) yerleştir

Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli. - Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.

build
(Bilgisayar) kurgu
build
(Bilgisayar) oluşturuyor
build
yapmak

Onlar evi yapmak için altı ay harcadılar. - They spent six months building the house.

Ama bütün resim bu değil. Tatoeba sadece açık, işbirlikçi, çok dilli cümleler sözlüğü değildir. O, yapmak istediğimiz bir ekosistemin parçasıdır. - But that's not the whole picture. Tatoeba is not just an open, collaborative, multilingual dictionary of sentences. It's part of an ecosystem that we want to build.

build
yapı

Bu bina taştan yapılmıştır. - This building is made of stone.

Onlar bir ev yapıyorlar. - They are building a house.

build
{i} vücut yapısı
build
{i} yaradılış
build
{f} yapı yapmak, inşa etmek
build
{f} toplanmak
build
{f} örmek
build
{f} toplamak
build
{f} kümelenmek
build
{f} yapmak, kurmak, yaratmak
build
{f} güvenmek
Английский Язык - Английский Язык
build
to establish a basis for

    Расстановка переносов

    to es·tab·lish a ba·sis for

    Турецкое произношение

    tı istäblîş ı beysıs fôr

    Произношение

    /tə ēˈstabləsʜ ə ˈbāsəs ˈfôr/ /tə iːˈstæblɪʃ ə ˈbeɪsəs ˈfɔːr/
Избранное