O, büyük babanın canlı görüntüsüdür.
 - It's the living image of your grandfather.
Hisleri, görüntüleri, düşünceleri ya da anıları iletmeyen müzik sadece arka fon gürültüsüdür.
 - Music that doesn't transmit feelings, images, thoughts, or memories is just background noise.
Bu skandal, şirketimizin kamuoyundaki imajına ciddi olarak zarar verdi.
 - This scandal has severely damaged the public image of our company.
Şirket imajını geliştirmeye çalışıyor.
 - The company is trying to improve its image.
Heykeltıraş ahşabı Buda'nın görüntüsü şeklinde oydu.
 - The sculptor carved wood into an image of Buddha.
Tom aynı görüntünün daha büyük versiyonunu görebilsin diye minyatür çizim üzerine tıkladı.
 - Tom clicked on the thumbnail so he could see a larger version of the same image.
Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde
 - I think the devil doesn't exist, but man has created him, he has created him in his own image and likeness.
En sevdiğiniz resim düzenleme yazılımı hangisi?
 - What's your favorite image editing software?
Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.
 - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.
Onlar birbirlerinin benzeri.
 - They are the spitting image of one another.
Dünyanın Ay'dan görünümü, 20. yüzyılın simgesel görüntülerinden biridir.
 - The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century.