to change ones direction of travel

listen to the pronunciation of to change ones direction of travel
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to change ones direction of travel в Английский Язык Турецкий язык словарь

turn
açmak

Haberleri açmak istemiyorum. - I don't want to turn on the news.

Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti. - Tom turned the knob and pushed the door open.

turn
{f} dön

Sana sağa dönmeni emrediyorum - I order you to turn right.

Ağaçların yaprakları sonbaharda sarıya döner. - The leaves of the trees turn yellow in fall.

turn
kıvırmak
turn
büklüm
turn
sapmak
turn
sürpriz
turn
heyecan

O, aşkını heyecanlandırdı. - She turned on her lover.

O, bu elbiseyi giydiği zaman beni heyecanlandırır. - He turns me on when he wears those clothes.

turn
dönmek

Eğer doğru hatırlıyorsam, sanırım bir sonraki köşede sola dönmek zorundayız. - If I remember correctly, I think we have to turn left at the next corner.

Geri dönmek için çok geç. - It's too late to turn back.

turn
döndürmek

Direksiyonu döndürmek arabayı döndürür. - Turning the steering wheel makes the car turn.

turn
değişim
turn
sıra

Şarkı söyleme sırası senin. - It's your turn to sing.

Odayı temizleme sırası benimdi. - It was my turn to clean the room.

turn
katlamak
turn
dönemeç
turn
{i} dönüş

Saçları beyaza dönüştü. - His hair has turned white.

Modern bilim birçok olanaksızlıkları olanaklı hale dönüştürmüştür. - Modern science has turned many impossibilities into possibilities.

turn
yön değiştirme
turn
yönelme
turn
{f} ekşimek
turn
istidat
turn
(Askeri) DÖNÜŞ: Bir uçağın, istikamet değiştirmek için yaptığı manevra
Английский Язык - Английский Язык
turn
To change direction
bend
To change direction
refract
to change ones direction of travel

    Расстановка переносов

    to change ones di·rec·tion of trav·el

    Турецкое произношение

    tı çeync wʌnz dayrekşîn ıv trävıl

    Произношение

    /tə ˈʧānʤ ˈwənz dīˈreksʜən əv ˈtravəl/ /tə ˈʧeɪnʤ ˈwʌnz daɪˈrɛkʃɪn əv ˈtrævəl/
Избранное