Evliyim ve iki çocuğum var.
- I am married and have two children.
Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.
- Felicja is married to a handsome man called Lazarz.
Tom ve Mary'nin on üç yıllık mutlu bir evlilikleri var.
- Tom and Mary have been happily married for thirteen years.
Evlilik hayatına alışmak uzun zaman alır.
- It takes a lot of time getting used to married life.
Onunla Haziran'da evleneceğim.
- I'm getting married to her in June.
Misako, geçen Haziran bir Kanadalıyla evlendi.
- Misako married a Canadian last June.
Doğmak, evlenmek ve ölmek, her zaman para getirir.
- Be born, get married, and die; always bring money.
Tom Mary'nin kesinlikle evlenmek istemediğini söylüyor.
- Tom says that Mary definitely doesn't want to be married.
... Who someone is married to or the height restrictions on a ...
... obviously, we were married, but it was a lot easier for us ...