Onun görünümünü çekici bulurum.
- I find her appearance attractive.
Jon, Tom'dan çok daha çekicidir.
- Jon is far more attractive than Tom.
Senin önerin çok cazip ama onun hakkında düşünmek zorunda kalacağız.
- Your offer is very attractive, but we will have to think about it.
Bu, bu tür bir cihaz için cazip bir fiyat.
- It's an attractive price, for this sort of device.
Mary çok cazibeli bir kadın.
- Mary is a very attractive woman.
Onu cazibeli buluyor musun?
- Do you find him attractive?
Sanırım o, alımlı ve çekici.
- I think she is charming and attractive.
Aslında onu sevmiyorum, sadece ilginç buluyorum.
- It's not that I seriously like him. I just find him very attractive.
Tokyo benim için en az ilginç şehirdir.
- Tokyo is the least attractive town to me.
Mary kız kardeşi kadar güzel değil fakat hâlâ oldukça çekici.
- Mary isn't as beautiful as her sister, but she's still quite attractive.
O çok sevimlidir, yani, çekici ve güzeldir.
- She is very pretty, I mean, she is attractive and beautiful.
Onun hakkında ilgi çekici ne bulabilirsin?
- What do you find attractive about her?
That's a very attractive offer.
He is an attractive fellow with a trim figure.
... think it's more attractive in some cases to go offshore than to stay here. We have ...
... really very attractive. First of all, demography gives you tools and analytical perspectives ...