to-make

listen to the pronunciation of to-make
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to-make в Английский Язык Турецкий язык словарь

create
{f} meydana getirmek
create
{f} yaratmak

Biz hiç yeni sorunlar yaratmak istemiyoruz. - We don't want to create any new problems.

Bir kadın iyi bir koca yaratmak için bir dahi olmalı. - A woman must be a genius to create a good husband.

create
peyda etmek
create
(Osmanlıca) ihdas
create
ortaya çıkarmak
create
(Bilgisayar) yaratma

Yeni bir web sitesi yaratmak zorundayım. - I have to create a new website.

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak. - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.

create
(Havacılık) e yol açmak
create
meydana koymak
create
var etmek
create
türetmek
create
-e yol açmak
create
{f} yapmak

Başka bir deyişle, biz zaman yaratırız, biz zaman yapıcılarıyız ve biz zamanı istediğimizi yapmak için yaratırız. - In other words, we create time, we are time-makers, and we create it in order to do whatever we want to.

James Cameron film yapmak için yeni bir yol ortaya çıkardı. - James Cameron created a new way to make movies.

to make
yapmayı
to make
yapabilme
to make
kılma
create
{f} atamak
create
tayin etınek
create
mızmızlan/ata/yarat
create
{f} neden olmak
create
tertip etmek
create
{f} yetki vermek
to make
(Hukuk) yapmak

Ben bu küçük odayla ilgili en iyisini yapmak zorundayım. - I have to make the best of that small room.

Hatalar yapmaktan korkmayın. - Don't be afraid to make a mistake.

Английский Язык - Английский Язык
mak
create
myek
to-make

    Видео

    ... I'M TELLING YOU, LONNIE, I'M GONNA MAKE A FORTUNE OFF THIS SUMO MATCH. ...
    ... we are going to make sure that the resource is available for ...
Избранное