to-love

listen to the pronunciation of to-love
Английский Язык - Турецкий язык

Определение to-love в Английский Язык Турецкий язык словарь

fancy
{i} düşünce
fancy
hoşlanma

Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım. - Somehow I have taken a fancy to that girl.

fancy
düşlem
fancy
bayılmak (sevmek vb)
fancy
çok sevmek
fancy
istek
fancy
{i} fantezi

Mumlar yakın, güzel çarşaflar kullanın, fantezi iç çamaşırı giyin. Özel bir gün için saklamayın. Bugün özeldir. - Burn the candles, use the nice sheets, wear the fancy lingerie. Don't save it for a special occasion. Today is special.

Aşk sadece bir fantezidir. - Love is just a fancy.

to love
seve

Tom Mary'yi severdi. Artık ona katlanamıyor. - Tom used to love Mary. Now he can't stand her.

Diğerlerini sevebilmeden önce, kendini sevebilmelisin. - Before you can love others, you need to be able to love yourself.

fancy
{f} hayal kurmak
fancy
{f} sevmek
fancy
{f} farzetmek
fancy
{i} imgelem
fancy
meyil
fancy
keyfi
fancy
{s} süs

Süslü bir şey giymene gerek yok. - You don't need to wear anything fancy.

Tom sevgililer günü için süslü bir restoranda bir rezervasyon yaptırdı. - Tom made a reservation at a fancy restaurant for Valentine's day.

fancy
fantazi

Mary'nin kocası gecikmiş yıldönümü yemekleri için onu fantazi Fransız restoranına götürdü. - Mary's husband took her to the fancy French restaurant for their belated anniversary dinner.

fancy
{f} fantezi kurmak
fancy
sıradan
fancy
{f} sanmak, zannetmek, düşünmek
fancy
{i} kanı
fancy
{s} garip
Английский Язык - Английский Язык
fancy
belove
to-love

    Видео

    ... I love that stuff. ...
    ... Now let's drill into the album detail view. Love that transition. Just double-click on ...
Избранное