Ken ile yürüyen kız May'dir.
 - The girl walking with Ken is May.
Köpeği ile yürüyen küçük bir çocuk var.
 - There is a little boy walking with his dog.
Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
 - Walking is a healthy form of exercise.
Yürüyüşe itirazım yok.
 - I don't mind walking.
Adam bütün yolu yürümek istemedi;bu yüzden otobüse bindi.
 - The man didn't feel like walking all the way; so he took the bus.
Okul evimin yürüme mesafesi içerisindedir.
 - The school is within walking distance of my house.
O yalnız yürümeyi sever.
 - She likes walking alone.
John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
 - I watched John and Mary walking hand in hand.
O tabiri caizse ayaklı bir ansiklopedidir.
 - He's what they call a walking encyclopedia.
Ona ayaklı sözlük derler.
 - He is called a walking dictionary.