Gitmen için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to go.
Onu yapman için seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to force you to do that.
İsyancı kuvvetler döğüşmek için hazırlandı.
- Rebel forces prepared to fight.
Amerikan kuvvetleri geri çekildi.
- American forces were withdrawn.
Durdurulamayan bir güç sabit bir cismi vurursa ne olur?
- What happens when an unstoppable force hits an unmovable object?
Savaşın ilk birkaç saati içinde, Birlik güçleri kazanıyorlardı.
- In the first few hours of the battle, Union forces were winning.
Yasa artık yürürlükte değil.
- The law is no longer in force.
Jülyen takvimi Rusya'da yürürlükteydi.
- The Julian calendar was in force in Russia.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
- I was forced to sign my name.
Kamuoyu baskısı orduyu hareket etmesi için zorladı.
- Public pressure forced the army to act.
İkna genellikle zorlamaktan daha etkilidir.
- Persuasion is often more effectual than force.