Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
Определение that which requires hard work for its accomplishment; that which demands effort в Английский Язык Турецкий язык словарь
- labor
- {f} çalışmak
Ben, bir gün laboratuvarda çalışmak istiyorum.
-I wish to work in the laboratory some day.
- labor
- {i} iş gücü
Şirket kâr payını arttırmak için ucuz iş gücü kullanıyor.
-This company uses cheap labor to increase its profit margins.
Bu makine bize bir sürü iş gücü kazandırır.
-This machine saves us a lot of labor.
- labor
- (Tıp) doğum eylemi
- labor
- {i} zahmet
- labor
- {i} den. fırtınada geminin şiddetle çalkalanması
- labor
- amel
- labor
- (Ticaret) iş
Kayaları patlatan işçiler gördük.
-We saw laborers blasting rocks.
İşçi sendikaları hükümeti genel grevle tehdit etmekteydi.
-The labor unions had been threatening the government with a general strike.
- labor
- işçilik
Belirtilen fiyat işçilik ücretini içermez.
-The stated price does not include labor charges.
İşçilik maliyetlerini azaltmamız gerekiyor.
-We need to reduce labor costs.
- labor
- (Askeri) denizlerde çalkalanmak
- labor
- {f} çalış
Jim bedensel çalışmadan korkuyordu.
-Jim was afraid of physical labor.
İşçiler çalışma şartlarına karşı söyleniyorlar.
-The laborers are murmuring against their working conditions.
- labor
- bkz.labour
- labor
- doğum ağrı
- labor
- (Askeri) İŞ, EMEK
- labor
- {f} emek vermek
- labor
- {f} alın teriyle yapmak
- labor
- çabalamak
- labor
- {f} 1. çalışmak
- labor
- işin teferr
- labor
- {f} çaba harcamak
- labor
- doğurma halinde olmak
Связанные Термины
Определение that which requires hard work for its accomplishment; that which demands effort в Английский Язык Английский Язык словарь
- labor