Your keys are on the counter.
 - Anahtarların tezgahın üzerinde.
Tom sat at the counter, typing on a notebook computer.
 - Tom bir dizüstü bilgisayarda yazı yazarken tezgahta oturdu.
The cat has hidden under the bench.
 - Kedi tezgah altına saklandı.
May I approach the bench?
 - Tezgaha yaklaşabilir miyim?
May I approach the bench?
 - Tezgaha yaklaşabilir miyim?
The cat has hidden under the bench.
 - Kedi tezgah altına saklandı.
In order to reach the apparel stalls, we went up by two floors.
 - Giyim tezgahlarına ulaşmak için iki kat yukarı çıktık.
Goods at the food and clothing stalls were very cheap.
 - Gıda ve giyim tezgahlarındaki ürünler çok ucuz.
May I approach the bench?
 - Tezgaha yaklaşabilir miyim?
The cat has hidden under the bench.
 - Kedi tezgah altına saklandı.
Old people were tricked by the shop assistant.
 - Yaşlı insanlar tezgâhtar tarafından kandırıldı.
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
 - Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.