Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

temporary inability to move or begin walking

listen to the pronunciation of temporary inability to move or begin walking
Английский Язык - Турецкий язык

Определение temporary inability to move or begin walking в Английский Язык Турецкий язык словарь

freezing
{s} donma

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

Genetik modifikasyonun bir örneği balık genlerinin çilek ve domatese enjeksiyonudur, bu meyvelerin donmasını engelleyen bir süreç. - An example of genetic modification is the injection of fish genes into strawberries and tomatoes, a process which prevents these fruits from freezing.

freezing
freeze don/dondur
freezing
{f} don: prep.donarak
freezing
dondurma
freezing
dondurucu

Tom ve Mary dondurucu gölde yüzdü. - Tom and Mary swam in the freezing lake.

Burası dondurucu soğuk. - It's freezing cold in here.

freezing
{f} dondur

Onların yiyeceklerini onlar için dondurmuyorum. - I'm not freezing their food for them.

Burası dondurucu soğuk. - It's freezing cold in here.

freezing
kıkırdama
freezing
(Pisikoloji, Ruhbilim) donup kalma
freezing
dondurarak
freezing
{f} don

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

Dondurucu hava nedeniyle maç iptal edilmek zorunda kaldı. - The match had to be called off because of the freezing weather.

freezing
{s} çok soğuk

Burada hava çok soğuk. - It's freezing in here.

Burada dışarısı çok soğuk. - It's freezing out here.

freezing
{s} soğuk

Burada hava çok soğuk. - It's freezing in here.

Burası dondurucu soğuk. - It's freezing cold in here.

freezing
(sıfat) dondurucu, donma, buz gibi, soğuk, çok soğuk
freezing
{i} konjelasyon
freezing
{i} donma noktası

Bu organizma, suyun donma noktasının çok altındaki sıcaklıklarda hayatta kalabilir. - This organism can survive at temperatures well below the freezing point of water.

Bugün sıcaklık donma noktasının üzerinde. - The temperature is above freezing today.

Английский Язык - Английский Язык
freezing
inability to move
{i} immotility
temporary inability to move or begin walking

    Расстановка переносов

    tem·po·ra·ry in·a·bi·li·ty to move or Beg·in walk·ing

    Турецкое произношение

    tempıreri înıbîlîti tı muv ır bîgîn wôkîng

    Произношение

    /ˈtempərˌerē ˌənəˈbələtē tə ˈmo͞ov ər bəˈgən ˈwôkəɴɢ/ /ˈtɛmpɜrˌɛriː ˌɪnəˈbɪlɪtiː tə ˈmuːv ɜr bɪˈɡɪn ˈwɔːkɪŋ/
Избранное