Even impartiality is partial.
- Tarafsızlık bile taraflıdır.
Even impartiality is partial.
- Tarafsızlık bile taraflıdır.
The policy of the government was criticized by the opposition party.
- Hükümetin politikası muhalefet partisi tarafından eleştirildi.
The party was organized by Mac.
- Parti Mac tarafından organize edildi.
They live on the other side of the road.
- Onlar sokağın diğer tarafında yaşıyorlar.
The apples on the other side of the wall are the sweetest.
- Duvarın diğer tarafındaki elmalar en tatlıdır.
Ladies and gentlemen, please come this way.
- Hanımefendiler ve beyefendiler, lütfen bu tarafa gelin.
Would you mind looking the other way while I change my clothes?
- Elbiselerimi değiştirirken diğer tarafa bakar mısın?
I intend to take my position as a third party.
- Üçüncü bir taraf olarak pozisyon almaya niyetliyim.
Both parties opposed war.
- Her iki taraf savaşa karşı çıktı.
I'm getting endlessly annoyed by this foolishness.
- Bu aptallık tarafından sonsuz bir şekilde rahatsız oluyorum.
The two sides must reach an agreement in principle by the end of June.
- Haziran ayı sonuna kadar tarafların ilke anlaşmasına varmaları gereklidir.
I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married.
- Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.
On the other hand, there are some disadvantages.
- Diğer taraftan, bazı dezavantajları var.
Sami was spotted by police outside a gas station.
- Sami, polis tarafından bir benzin istasyonunun dışında fark edildi.
I was distracted by those protesters outside.
- Benim dışarıda bu protestocular tarafından dikkatim dağıtıldı.
I'm calling you on behalf of Mr. Simon.
- Bay Simon tarafından arıyorum sizi.