tanır

listen to the pronunciation of tanır
Турецкий язык - Английский Язык

Определение tanır в Турецкий язык Английский Язык словарь

tanı
{i} diagnosis
tanı
identification
tanı
direct
tanı
(Bilgisayar) identify

The police thought the victim was Tom, but they were unable to identify the body. - Polisler kurbanın Tom olduğunu düşündü fakat cesedi tanıyamadılar.

Some people identify success with having much money. - Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.

tanı
recognise

Remember me? No. Well, well. I'm surprised you don't recognise me! Are we supposed to? - Beni hatırlıyor musun? Hayır. Hayret. Beni tanımamana şaşırdım! Tanımamız gerekiyor mu?

Do you recognise the person in this picture? - Bu fotoğraftaki adamı tanıyor musun?

tanı
{f} recognized

She was burned so extensively that her children no longer recognized her. - O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.

Everyone recognized him as a brilliant pianist. - Herkes onu görkemli bir piyanist olarak tanıdı.

tanı
diagnostic

The sphygmomanometer is an important diagnostic instrument. - Tansiyon ölçme aleti önemli bir tanı aracıdır.

Hacı hacıyı Mekkede domuz domuzu suvatta tanır
(Atasözü) Your haunts decide your acquaintances
hak tanır
righteous
tanı
diagnosis teşhis
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение tanır в Турецкий язык Турецкий язык словарь

macide tanır
Uzun yılar Devlet Tiyatrosu'nda çalışmış ve birçok oyunda başrol oynamış, anılarını "Tiyatro'nun Cadısı" adlı kitapta toplamış kadın tiyatro sanatçımız
tanı
Bir hastalığı tanıma işi, teşhis
tanır
Избранное