Schopenhauer defined architecture as frozen music.
- Schopenhauer mimariyi donmuş müzik olarak tanımladı.
From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü bakış açısından, bu deney için çevre daha katı bir şekilde tanımlanmış olmalıdır.
Can you identify that?
- Onu tanımlayabilir misin?
Some people identify success with having much money.
- Bazı insanlar başarıyı çok para kazanma olarak tanımlarlar.
She identified him as the murderer.
- Onu bir katil olarak tanımladı.
In most cases, modernization is identified with Westernization.
- Çoğu durumda, modernizasyon batılılaşma ile tanımlanır.
The Astronomical Unit (AU) is defined as the average distance between the Earth and the Sun. It is approximately 150 million km (93 million miles).
- Astronomik Birim Dünya ve Güneş arasındaki ortalama mesafe olarak tanımlanır.Bu yaklaşık 150 milyon kilometredir.
Can you clearly define this word?
- Bu sözcüğü açıkça tanımlayabilir misiniz?
Curiosity is a defining trait of human beings.
- Merak insanoğlunun tanımlayıcı bir özelliğidir.
The person whose name was on the passport was described with words.
- Pasaportta adı olan kişi kelimelerle tanımlandı.
Tom described his new invention to both John and Mary.
- Tom yeni icadını hem John'a hem de Mary'ye tanımladı.