Bu şimdiye kadar gördüğüm en uzun ağaç.
 - This is the tallest tree I have ever seen.
Tom sınıfında en uzundur.
 - Tom is the tallest in his class.
Bilal Karam'dan daha uzundur.
 - Bilal is taller than Karam.
Kız kardeşim kadar uzunsun.
 - You are as tall as my sister.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
 - The tall man wore a pink carnation in his lapel.
O, babasından daha uzun boyludur.
 - He is taller than his father.
Uzun boylu adam, yakasına pembe bir karanfil takmıştı.
 - The tall man wore a pink carnation in his lapel.
O, babasından daha uzun boyludur.
 - He is taller than his father.
Tom yüksek ağaca tırmanmaya çalıştı.
 - Tom tried to climb the tall tree.
New York'ta çok sayıda yüksek binalar vardır.
 - There are a lot of tall buildings in New York.
Eyfel kulesi ne kadar yüksekliktedir?
 - How tall is the Eiffel Tower?
Bu bina ne kadar yüksekliktedir?
 - How tall is this building?
Böyle abartılı bir hikayeye inanmamı bekleme!
 - Don't expect me to believe such a tall story.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
 - The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Ben beş fit, iki inç boyundayım.
 - I am five feet, two inches tall.
Tom yaklaşık altı fit boyunda.
 - Tom is almost six feet tall.