Şimdi kendinle çok gurur duymalısın.
- Jetzt musst du dich sehr stolz fühlen.
Seninle gurur duyuyor.
- Sie ist stolz auf dich.
Tom soğukkanlı, mesafeli ve kibirli.
- Tom is cold, distant and arrogant.
Tom kibirli bir aptal.
- Tom is an arrogant idiot.
Mary, güzelliği konusunda kendini beğenmiştir.
- Mary is arrogant about her beauty.
O bir fahişenin kendini beğenmiş oğludur.
- He's an arrogant son of a bitch.
Dan küstah ve kibirli bir adam değil.
- Dan isn't an arrogant and disdainful guy.
O gururlu ve kibirli.
- He's prideful and arrogant.
Onun küstah tavırlarına dayanamadım.
- I couldn't put up with her arrogant behavior.
Herkes Dan'ın küstahça tavrından nefret ediyor.
- Everybody hates Dan's arrogant attitude.
Tom, genç, zengin, şımarık ve benmerkezcidir.
- Tom is young, rich, spoiled and egocentric.
Thomas kendisini dünyanın merkezi zannediyor. O, çok ben merkezci.
- Thomas thinks he's the center of the world. He's very egocentric.