O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- She may well refuse to speak to you because she's in a very bad mood.
O benimle konuşmuyor.
- She doesn't speak to me.
Sevinç gözyaşları onların yanaklarından aktı.
- Tears of joy rained down their cheeks.
Ateşin sıcaklığı ile yanakları kızarmıştı.
- Her cheeks were tinged with red by the warmth of fire.
His music really speaks to me.