O, oğlundan hayal kırıklığına uğramış görünüyor.
- Er scheint von seinem Sohn enttäuscht zu sein.
Mary oğlundan güzel çiçekler aldı.
- Mary bekam schöne Blumen von ihrem Sohn.
Oğulların, huzursuz çocuklar.
- Seine Söhne sind unruhige Kinder.
Oğullarına John adı verdiler.
- Sie nannten ihren Sohn John.
Şimdi büyük oğullar babalarından oldukça bağımsızlar.
- The elder sons are now quite independent of their father.
Tom oğullarını öldüren kaza için Mary'yi suçladı.
- Tom blamed Mary for the accident that killed their son.
Karısı ona iki kızı ve bir erkek çocuk doğurdu
- His wife bore him two daughters and a son.
Tom oğluna çocukları yiyen bir canavar hakkındaki hikayeyi anlattı.
- Tom told his son the story about a monster that ate children.
Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.
- I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor.
- You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.
Benim bir oğlum ve bir de kızım var. Oğlum New York'ta ve kızım da Londra'da.
- I have a son and a daughter. My son is in New York, and my daughter is in London.
Tom bana onun için bir erkek evlat gibi olduğumu söyledi.
- Tom told me I was like a son to him.
Bir erkek evlat babasına itaat etmeli.
- A son must obey his father.
Like father, like son.
- Wie der Vater, so der Sohn.
He has a son of your age.
- Er hat einen Sohn in deinem Alter.
My grandson is the son of my son.
- Mein Enkel ist der Sohn meines Sohnes.
He has a son of your age.
- Er hat einen Sohn in deinem Alter.