China is working to modernize its weapons program.
- Çin, silah programını modernleştirmek için çalışıyor.
Weapons export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
Before meeting him, Pizzaro hid many of his men and guns near the town.
- Onunla karşılaşmadan önce, Pizzaro adamlarının ve silahlarının çoğunu kasaba yakınında sakladı.
Guns don't kill people. People kill people.
- Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
The export of arms was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
The export of arms was not allowed.
- Silah ihracatına izin verilmedi.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
Tom held the hostages at gunpoint while Mary gathered the cash.
- Tom, Mary parayı toplarken rehineleri silahla tuttu.
Let there be an end to wars and weaponry.
- Savaşlara ve silahlara bir son verelim.
The fingerprints left on the weapon match the suspect's.
- Silahta kalan parmak izleri şüphelininki ile uyuşuyor.
China is working to modernize its weapons program.
- Çin, silah programını modernleştirmek için çalışıyor.
People have started arming themselves.
- Millet silahlanmaya başladı.
Arms export was prohibited.
- Silah ihracatı yasaklandı.
We must consider the question of whether we can afford such huge sums for armaments.
- Böylesine büyük bir silahlanma için paramızın olup olmadığı sorusunu göz önüne almalıyız.
Dan is a firearms expert.
- Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
There are few legal constraints on the sale of firearms in the U.S.
- ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
I heard a shot just now.
- Ben şimdi bir silah sesi duydum.
All at once we heard a shot.
- Aniden bir silah sesi duyduk.
I'm not sure what it was, but it sounded like a gunshot.
- Onun ne olduğundan emin değilim ama bir silah atışına benziyordu.
At what time did you hear the gunshot?
- Saat kaçta silah atışı duydunuz?
Tom thought that maybe Mary and John were gunrunners.
- Tom belkide Mary ve John'un silah kaçakçısı olduklarını düşünüyordu.
There are few legal constraints on the sale of firearms in the U.S.
- ABD'de ateşli silah satışı üzerine birkaç yasal sınırlama vardır.
Dan is a firearms expert.
- Dan bir ateşli silah uzmanıdır.
We should not resort to arms to settle international disputes.
- Uluslararası anlaşmazlıkları çözmek için silahlara başvurmamalıyız.
The troops had plenty of arms.
- Askerlerin bol miktarda silahları vardı.
Let there be an end to wars and weaponry.
- Savaşlara ve silahlara bir son verelim.