Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

separate from; exclusive; irrespective

listen to the pronunciation of separate from; exclusive; irrespective
Английский Язык - Турецкий язык

Определение separate from; exclusive; irrespective в Английский Язык Турецкий язык словарь

independent
{s} bağımsız

Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli. - You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.

Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar. - Those young men are independent of their parents.

independent
{s} özgür

Apartmanında tek başına olduğunda, bağımsız hissedersin. Odanda tek başına olduğunda, özgür hissedersin. Yatağında tek başına olduğunda, yalnız hissedersin. - When you're alone in your apartment, you feel independent. When you're alone in your room, you feel free. When you're alone in your bed, you feel lonely.

Ben daha özgür olmak istiyorum. - I want to be more independent.

independent
{s} hür
independent
{s} serbest
independent
bağımsız olmak

O daha bağımsız olmak istiyor. - He wants to be more independent.

John ailesinden tamamen bağımsız olmak istedi. - John wanted to be completely independent of his family.

independent
independentlybağımsız olarak
independent
birbirini etkilemeden
independent
{s} maddi yönden bağımsız
independent
{s} başına buyruk

Oğlum her zaman çok başına buyruktu. - My son has always been very independent.

Tom çok başına buyruktu. - Tom was very independent.

independent
{s} (ekonomik açıdan) bağımsız, kendi geliri ile geçinebilen
independent
{s} kendi geçimini sağlayan
independent
(Askeri) MÜSTAKİL GEMİ: Donanma kontrolu altında tek başına ve bir harp gemisinin refakati olmaksızın seyreden bir ticaret gemisi
independent
bağımsız kimse
independent
kendi geliri ile geçinebilen
Английский Язык - Английский Язык
independent
separate from; exclusive; irrespective

    Расстановка переносов

    sep·a·rate from; exclusive; ir·re·spec·tive

    Произношение

Избранное