Bu kadar duygusal olmayın.
 - Don't be so sentimental.
O ve Mary ayrıldıktan sonra Tom üzücü ve duygusal aşk şarkılarını dinlemekten kaçındı.
 - Tom avoided listening to sad and sentimental love songs after he and Mary had split up.
Savaşla ilgili duygularını ifade etti.
 - She expressed her sentiments on the war.
Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
 - Tom couldn't help but feel sentimental.
Ben senin duyarlılığına katılıyorum.
 - I agree with your sentiment.
Tom duygusal hissetmekten kendini alamadı.
 - Tom couldn't help but feel sentimental.
Myanmar'da Çin karşıtı düşünceler artıyor.
 - Anti-Chinese sentiment is on the rise in Myanmar.