selbstgefällig

listen to the pronunciation of selbstgefällig
Немецкий Язык - Турецкий язык
kendini beğenmiş, burnu havada
Английский Язык - Турецкий язык

Определение selbstgefällig в Английский Язык Турецкий язык словарь

conceited
{s} kendini beğenmiş

Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş. - As is often the case with teenagers, she's conceited.

Tom oldukça kendini beğenmiş, değil mi? - Tom is quite conceited, isn't he?

complacent
{s} halinden memnun
conceited
{s} gururlu
conceited
kibirlenmek
complacent
öz özüne yeten
complacent
kendini beğenmiş
complacent
keyfi yerinde
complacent
arkayın
conceited
kurumlu
conceited
kibirli

İnsanlar seni hiç kibirli olmakla suçluyorlar mı? - Do people ever accuse you of being conceited?

Tom'un kibirli olduğunu düşünüyorum. - I think Tom is conceited.

complacent
{s} ilgisiz

Asla ilgisiz olmayacağız. - We'll never be complacent.

Eğer benim bildiğimi bilseydin bu kadar ilgisiz olmazdın. - If you knew what I knew, you wouldn't be so complacent.

complacent
{s} rahat
complacent
{s} kendinden hoşnut
complacent
{s} boşveren
complacently
kendini beğenmiş şekilde
Немецкий Язык - Английский Язык