Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
 - Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
Hayır, onun bir güdüsü yok.
 - No, he doesn't have a motive.
Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.
 - Detectives considered different motives for the murder.
Cinayetin nedeni kıskançlıktı.
 - Jealousy was the motive for the murder.
Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
 - I don't know the motives for Marlon's behaviour.