Tom Mary'ye mutlak gerçeği söyledi.
 - Tom told Mary the absolute truth.
Tom mutlak bir dürüstlük insanıdır.
 - Tom is a man of absolute sincerity.
Tom Mary'ye mutlak gerçeği söyledi.
 - Tom told Mary the absolute truth.
Tom mutlak bir dürüstlük insanıdır.
 - Tom is a man of absolute sincerity.
Söylentinin kesin bir yalan olduğunu kanıtlandı.
 - The rumor proved to be an absolute lie.
Aşağı baktım ve kesinlikle söyleyecek hiçbir şeyim yoktu.
 - I looked down and had absolutely nothing to say.
Her şekilde, kesinlikle mükemmelsin.
 - You're absolutely perfect, in every way.