Bana o kravatı gösterir misin?
- Could you show me that necktie?
Çok parlak bir kravat taktı.
- He wore a very loud necktie.
Ben çok iyi bir fiyonk bağlayamam.
- I can't tie a very good knot.
Sözleşme imzaladığımız için kararımıza bağlıydık.
- We were tied to our decision because we signed the contract.
Bir papyonu nasıl bağlayacağımı unuttum.
- I've forgotten how to tie a bow tie.
O her gün papyon takıyor.
- He wears a bow tie every day.