Korkmak için hiçbir neden yok.
- There's no reason to be scared.
Tom korkmaktan çok şaşırdı.
- Tom was too surprised to be scared.
Hayvanlar gök gürültüsü tarafından korkutuldular.
- The animals were scared by the thunder.
Gök gürültüsü çocukları korkuttu.
- The thunder scared the children.
Tom'un yüzünde korkmuş bir görünüm vardı.
- Tom had a scared look on his face.
O, korkmuş bir tavşan gibi koştu.
- He ran like a scared rabbit.