This machine can print sixty pages a minute.
- Bu makine dakikada 60 sayfa basabilir.
I know every word on this page.
- Bu sayfadaki her sözcüğü biliyorum.
Take a leaf out of his book.
- Onun kitabından bir sayfa al.
He turned over a new leaf in life.
- Hayatında beyaz bir sayfa açtı.
The sheets were soaked with sweat.
- Sayfalar terle doldu.
Give me a blank sheet of paper.
- Bana boş bir sayfa kağıt verin.
Someone has ripped out the first three pages of this book.
- Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
- Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.