What are you doing buying a house that expensive?
- O kadar pahalı bir ev satın alarak ne yapıyorsunuz?
The investment firm tricked customers into buying worthless stock.
- Yatırım firması, değersiz hisse senedi satın alarak müşterilerini aldattı.
I bought a new personal computer yesterday.
- Dün yeni bir PC satın aldım.
I bought two dozen pencils.
- İki düzine kalem satın aldım.
At last, they purchased freedom with blood.
- Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
I purchased a new car last week.
- Geçen hafta yeni bir araba satın aldım.
I think you should probably see someone from Purchasing.
- Sanırım muhtemelen Satın almadan biriyle görüşmen gerekiyor.
Purchasing power has greatly fallen.
- Satın alma gücü çok düştü.
I will only buy the car if they repair the brakes first.
- Frenleri tamir ederlerse, arabayı satın alacağım.
Are you going to buy a dictionary?
- Sözlük mü satın alacaksınız?
I cannot afford buying a used car.
- Kullanılmış bir araba satın alamam.
I went to the department store with a view to buying a present.
- Ben bir hediye satın almak amacıyla bir alışveriş merkezine gittim.