He decided to sell the car.
- Arabayı satmaya karar verdi.
I sell clothing online.
- Ben çevrimiçi giysi satarım.
Our international sales continue to grow, bringing the name of Toyo Computer into businesses world-wide.
- Uluslararası satışlarımız büyümeye, Toyo Computer adını dünya çapında iş dünyasına getirmeye devam ediyor.
He realized a large sum by the sale of the plantation.
- O ekili alanın satışını büyük miktarda gerçekleştirdi.
We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
- Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
I sold the house to advantage.
- Evi avantajlı şekilde sattım.
There are also vendors who support Linux.
- Linux'u destekleyen satıcılar var.
You can buy the ticket from the vending machine too.
- Otomattan da bilet satın alabilirsin.
He made a great deal of money selling milk.
- O süt satarak çok para yaptı.
The poor girl made a living by selling flowers.
- Zavallı kız, çiçek satarak geçimini sağladı.
Operasyon bir SAT timi tarafından yapıldı.
Cumartesiden beri buradayım.
- I've been here since Saturday.
Cumartesi, haftanın son günüdür.
- Saturday is the last day of the week.
Tom akşam gazetesini okurken sundurmada oturdu.
- Tom sat on the porch, reading the evening paper.
Tom sundurmada oturdu ve gazete okudu.
- Tom sat on the porch and read the paper.
Bir ağacın altına oturdular.
- They sat under a tree.
Kanepeye oturdu ve bacak bacak üstüne attı.
- He sat on the bench and crossed his legs.