The boys built a raft.
- Çocuklar bir sal yaptı.
Tom floated down the river on a raft.
- Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.
He shook his son by the shoulder.
- O, oğlunun omuzunu salladı.
We shook nuts from the tree.
- Biz ağaçtan fındıkları salladık.
I felt the floor shake.
- Yerin sallandığını hissettim.
I felt the house shake.
- Ben evin sallandığını hissettim.
I rocked the baby on my knee.
- Bebeği dizimde salladım.
I rocked the baby in my arms.
- Bebeği kollarımda salladım.
The dog wagged its tail.
- Köpek kuyruğunu salladı.
The dog followed its master, wagging its tail.
- Köpek kuyruğunu sallayarak, sahibini izledi.
Tom waggled his finger at Mary.
- Tom Mary'ye parmağını salladı.
I rocked the baby in my arms.
- Bebeği kollarımda salladım.
I rocked the baby on my knee.
- Bebeği dizimde salladım.
Tom Skeleton was shaking and trembling in every limb.
- Tom Skeleton'un her organı sallanıyordu ve titriyordu.
The house started shaking.
- Ev sallanmaya başladı.
Tom brandished a shotgun on Mary.
- Tom, Mary'nin üzerine bir av tüfeği salladı.
She shouted and threatened a policeman by brandishing a knife.
- O, polise bağırdı ve bir bıçak sallayarak tehdit etti.
Tom floated downstream on a raft.
- Tom bir salla akıntı yönünde batmadan yüzdü.
Tom floated down the river on a raft.
- Tom bir sal üzerinde nehirden aşağı süzülüyordu.
Dan was assaulted by a mugger.
- Dan bir soyguncu tarafından saldırıya uğradı.
The mayor of Naples has apologised to a US tourist who was beaten up by local residents shortly after he was mugged.
- Napoli belediye başkanı, saldırıya uğradıktan kısa bir süre sonra yerel halk tarafından dövülen bir Amerikalı turistten özür diledi.