An elevated seaside bike path collapsed in Rio.
- Rio'da bir yüksek sahil bisiklet yolu çöktü.
Can you go to the seaside tomorrow?
- Yarın sahile gidebilir misin?
We went to the coast for our summer vacation.
- Yaz tatilimiz için sahile gittik.
We drove along the coast.
- Sahil boyunca arabayla gezdik.
Tom and his friends sat on the beach and watched the boys swimming.
- Tom ve arkadaşları sahilde oturdu ve erkek çocuklarının yüzmesini izledi.
There were few people on the beach.
- Sahilde az sayıda kişi vardı.
It's still too cold to go down to the shore.
- Sahile inmek için hâlâ çok soğuk.
Tom and Mary paddled their canoe along the shoreline, looking of a place to camp.
- Tom ve Mary kamp yapacak bir yer arayarak sahil boyunca kanolarını kullandılar.
Timmendorfer Strand is a well-known beach town.
- Timmendorfer Strand tanınmış bir sahil kasabasıdır.
The city has a long coastline.
- Şehrin uzun bir sahil şeridi var.
We drove along the coast.
- Sahil boyunca arabayla gezdik.
As far as I can tell, the coast is clear.
- Bildiğim kadarıyla sahil açık.
We often took a walk along the seashore together in the morning.
- Biz genellikle sabahları birlikte sahil boyunca bir yürüyüş yapardık.
They made for the seashore.
- Onlar sahile doğru gitti.
Blackpool is a coastal town.
- Blackpool bir sahil kasabasıdır.