Green slime oozed out the pipe.
 - Borudan yeşil balçık sızdı.
The cold seeped into her bones.
 - Soğuk onun kemiklerine sızdı.
If your windows are not airtight, moisture will seep in.
 - Pencereleriniz hava geçirmez değilse nem içeri sızar.
Mary accepted everything without complaining.
 - Mary sızlanmaksızın her şeyi kabul etti.
I just snuck in Tom's back door without him noticing.
 - O farkında olmadan Tom'un arka kapısında sızdım.
Tom fixed the leaky faucet.
 - Tom sızdıran musluğu tamir etti.
There's a leak in the roof.
 - Çatıda bir sızıntı var.