The coffee enabled me to stay awake during the dull concert.
- Sıkıcı bir konser sırasında, kahve benim uyanık kalmamı sağladı.
This club is fearfully dull. The dance floor is empty and the smoking patio is packed.
- Bu kulüp korkunç şekilde sıkıcıdır. Dans alanı boş ve sigara içme verandası tıka basa doludur.
I told you the concert was going to be boring. Why didn't you believe me?
- Sana konserin sıkıcı olacağını söyledim. Niçin beni dinlemedin?
Being sick is very boring.
- Hasta olmak çok sıkıcı.
They are weary of their tedious work.
- Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.
Waiting for a train is tedious.
- Bir tren beklemek sıkıcı.
The party was perfectly deadly.
- Parti tamamen sıkıcıydı.
Your friend is tiresome.
- Arkadaşın can sıkıcı.
You're getting very tiresome.
- Çok sıkıcı oluyorsun.
He has a very dry sense of humor.
- Onun çok sıkıcı bir mizah duygusu var.
The lecture was as boring as watching paint dry.
- Ders kuru boya izlemek kadar sıkıcıydı.
The silence is oppressive.
- Sessizlik can sıkıcıdır.
The air in this room's very stuffy.
- Bu odadaki hava çok sıkıcı.
Compared to basketball, baseball might be considered a little slow and boring.
- Basketbolla karşılaştırıldığında, beyzbolun biraz yavaş ve sıkıcı olabileceği düşünülebilir.
The game was slow, and it was also boring.
- Oyun yavaş ve sıkıcıydı.
He has an irksome personality.
- Onun can sıkıcı bir kişiliği var.
The party was perfectly deadly.
- Parti tamamen sıkıcıydı.
Tom was boring, but Mary wasn't.
- Tom can sıkıcıydı, ancak Mary değildi.
My parents keep arguing about stupid things. It's so annoying!
- Ailem aptal şeyler hakkında tartışmayı sürdürüyor. Bu çok can sıkıcı!
You are really annoying.
- Gerçekten can sıkıcısın.
I never do anything embarrassing.
- Asla can sıkıcı bir şey yapmam.
She finds her parents embarrassing.
- Anne ve babasını can sıkıcı buluyor.
They are weary of their tedious work.
- Onlar can sıkıcı işlerinden dolayı bitkindiler.
Why are women such bothersome creatures?
- Kadınlar niçin böyle can sıkıcı varlıklardır.
That's got to be painful.
- Bu can sıkıcı olmalı.
The truth can be more painful than a lie.
- Gerçek bir yalandan daha can sıkıcı olabilir.