I'm not pressed for money.
- Ben paraya sıkışmadım.
Our club has a secret handshake.
- Kulübümüzün gizli el sıkışması var.
Do you know the secret handshake? What secret handshake?
- Gizli el sıkışmayı biliyor musun? Ne gizli el sıkışması?
Can you squeeze me into your busy schedule?
- Beni yoğun programına sıkıştırabilir misin?
I was late for the meeting because of a traffic jam.
- Ben, bir trafik sıkışıklığı nedeniyle toplantıya geç kaldım.
I think we'll get there in time if we don't get caught in a traffic jam.
- Bir trafik sıkışıklığı yakalanmazsak, sanırım zamanında orada olacağız.