In the summer it's very hot in southern Spain.
 - Yazın, güney İspanya'da hava çok sıcaktır.
Don't use all the hot water.
 - Sıcak suyun tümünü kullanma.
These flowers grow in warm countries.
 - Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
I can remember the warmth of his hands.
 - Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
It was very sultry that night.
 - O gece hava çok sıcak ve nemliydi.
Tom says he can't even work in this heat.
 - Hatta Tom bu sıcaklıkta çalışamayacağını söylüyor.
Tom passed out because of the heat.
 - Tom sıcaktan bayıldı.
It will get warmer soon.
 - Yakında hava daha sıcak olacak.
It has become much warmer.
 - Hava çok daha sıcak oldu.
The new president was a warm and friendly man.
 - Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
Reindeer are friendly animals.
 - Ren geyikleri sıcak hayvanlardır.
It was so hot in Australia yesterday that Tom managed to fry an egg on a shovel.
 - Dün Avustralya'da hava o kadar sıcaktı ki Tom küreğin üstünde bir yumurta kızartmayı başardı.
The hot bath relaxed her.
 - Sıcak bir banyo, onu rahatlattı.
Tom filled the bathtub with hot water.
 - Tom küveti sıcak su ile doldurdu.