söylenilme

listen to the pronunciation of söylenilme
Турецкий язык - Английский Язык

Определение söylenilme в Турецкий язык Английский Язык словарь

söyle
{f} said

I remember what he said. - Onun ne söylediğini hatırlıyorum.

Bogdan said he would be there tomorrow. - Bogdan, yarın orada olacağını söylemişti.

söyle
spit it out !
söyle
told

She told me that she had bought a CD. - Bana bir CD aldığını söyledi.

Don't forget what I told you. - Sana söylediklerimi unutma.

söyle
told to
söyle
say

I've got nothing to say to him. - Ona söyleyecek hiçbir şeyim yok.

Some doctors say something to please their patients. - Bazı doktorlar hastalarını memnun etmek için bir şeyler söylerler.

söyle
confide

I'm confident that Tom will do what he says he'll do. - Tom'un yapacağını söylediği şeyi yapacağına eminim.

He hasn't said anything publicly, but in confidence he told me he's getting married. - O bana alenen bir şey söylemedi ama sır olarak o bana evleneceğini söyledi.

söyle
tell

Can you please tell me what time the train leaves? - Trenin ne zaman kalkacağını lütfen bana söyleyebilir misin?

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

söyle
{f} saying

He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning. - O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.

He began by saying that he would not speak very long. - O, çok uzun konuşmayacağını söyleyerek başladı.

söyle
dictate
söyle
mouth

Tom opened his mouth to say something, but Mary interrupted him. - Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

He opened his mouth as if to speak, but didn't say anything. - Konuşacakmış gibi ağzını açtı ama hiçbir şey söylemedi.

söyle
apprise
söyle
told#to
söyle
spit it out
söyle
toldto
Турецкий язык - Турецкий язык
Söylenilmek işi
söylenilmek
Herhangi biri söylenmek
söylenilmek
Söylenmek