Sami, Leyla'nın oyununda farklı roller oynadı.
- Sami played different roles in Layla's play.
Böyle rolleri sevmeye başlıyorum.
- I'm starting to like such roles.
Önemli bir rolüm var.
- I have an important role.
Bu bilgi çağıdır, ve bilgisayarlar günlük hayatımızda gittikçe önemli rol oynuyorlar.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
Çevirmenin ikili bir görevi vardır.
- The interpreter has a double role.
Kral açıkça anayasal görevini aşmıştı.
- The king had clearly overstepped his constitutional role.