Who will play the role of the princess?
- Prenses rolünü kim oynayacak?
I have an important role.
- Önemli bir rolüm var.
I am sure you will take an active role in your new position.
- Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim.
He isn't really sad; he's only acting.
- O gerçekten üzgün değil; o sadece rol yapıyor.
TV plays an important part in everyday life.
- TV günlük yaşamda önemli bir rol oynar.
Tom acted the part of a sailor.
- Tom bir denizci rolü oynadı.