Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
- I've seen Tom do some remarkable things.
Tom'un bazı dikkate değer şeyler yaptığını gördüm.
- I've seen Tom do some pretty remarkable things.
Bazı dikkat çekici sonuçlar elde ettik.
- We've had some remarkable results.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekicidir.
- The recent advances in medicine are remarkable.
Onun müziğe olağanüstü bir yeteneği var.
- He has a remarkable aptitude for music.
Burada olağanüstü şeyler yaptın, Tom.
- You've done remarkable things here, Tom.
Bu bina dışarıdan dikkat çekici değildir ama içine bakarsanız çok güzel bahçeli bir iç avlu vardır.
- On the outside this building is not remarkable, but if you look inside there is a courtyard with a very beautiful garden.
Onun çok dikkat çekici olduğunu düşündüm.
- I thought that was remarkable.
Tom fevkalade genç bir adam.
- Tom is a remarkable young man.
Fevkalade bir iş yaptın.
- You've done a remarkable job.
O son günlerde İngilizcede kayda değer ilerleme yaptı.
- She has recently made remarkable progress in English.
Lindbergh'in tek başına sürekli transatlantik uçuşu kayda değer bir başarıydı.
- Lindbergh's solo nonstop transatlantic flight was a remarkable accomplishment.
Alaycı görüşlerini kendine saklamanı rica ediyorum.
- Please keep your cynical remarks to yourself.
Onun görüşlerini harfiyen almayın.
- Don't take his remarks too literally.
Onun sözlerini bir tehdit olarak yorumladım.
- I interpreted his remark as a threat.
Yorumunun ilginç olduğunu düşündüm.
- I thought your remark was interesting.
Tom Mary'ye oğlunun terbiyesiz düşünceleri için özür diledi.
- Tom apologized to Mary for his son's impolite remarks.
Onun yaşındaki bir kız için, Mary çok zeki, dikkat çekici düşünceler ifade eder.
- For a girl of her age, Mary expresses very clever, remarkable thoughts.
O final sınavlarında dikkat çekici notlar kazandı.
- She earned remarkable grades at the final exams.
Benim sözümü hakaret olarak almış gibi görünüyor.
- She seems to have taken my remark as an insult.
Sözlerim size yönelik değildi.
- My remarks were not aimed at you.
O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
- She achieved remarkable results.
Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
- Recent advances in medicine are remarkable.
O onun kötü sürüşü hakkındaki uyarılarına içerledi.
- She resented his remarks about her poor driving.
Art niyetli uyarılarından usandım.
- I've had enough of your snide remarks.
'Tis remarkable, that they talk most who have the least to say. -Prior.
Those are gallant shoes, sir, if you'll excuse me being so pass-remarkable. Hand-made jobs.
He remarked that it was time to go.
Remarkably, three State assembly elections were decided by a total of fewer than one hundred votes.
That dog is remarkably fierce.
... targeted agent for each type of tumor. These are likely to be years of remarkable progress ...
... this remarkable landmark also offers beautiful this time ...