Tom odasını derli toplu tutar.
 - Tom keeps his room tidy.
Tom çok düzenli, değil mi?
 - Tom is very tidy, isn't he?
Toparlanmak için çok zamanım yok.
 - I don't have much time to tidy.
Yazlık temiz ve düzenliydi.
 - The cottage was clean and tidy.
Odasını her zaman temiz ve düzenli tutar.
 - She always keeps her room neat and tidy.
Odamı düzenlemek zorunda olduğum için dışarı çıkmayacağım.
 - I am not going out because I have to tidy my room.