rastlantıyla

listen to the pronunciation of rastlantıyla
Турецкий язык - Английский Язык
by chance, by accident, fortuitously; by coincidence
rastlantı
{i} coincidence

I don't think it's a coincidence. - Bunun bir rastlantı olduğunu düşünmüyorum.

When written as a numerical date, March 14, 2015 is 3/14/15, corresponding to the first five digits of pi (3.1415) - a once-in-a-century coincidence! - Bir sayısal tarih olarak yazıldığında Mart 14, 2015, pi'nin ilk beş rakamına karşılık gelir- yüz yılda bir kez rastlantı!

rastlantı
fluke
rastlantı
incidence
rastlantı
hap
rastlantı
fortuitously
rastlantı
(Biyokimya) coincident

It was entirely coincidental. - Tamamen rastlantısaldı.

All characters appearing in this work are fictitious. Any resemblance to real persons, living or dead, is purely coincidental. - Bu eserde görünen tüm karakterler tamamen hayal ürünüdürler. Yaşayan ya da ölü gerçek kişilere olan herhangi bir benzerlik sadece rastlantıdır.

rastlantı
concurence
rastlantı
{i} accident

That discovery was quite accidental. - Bu keşif tamamen rastlantıydı.

The discovery of oil was a lucky accident. - Petrolün keşfi şanslı bir rastlantıydı.

rastlantı
(Ticaret) lottery
rastlantı
concurrence
rastlantı
conjunction
rastlantı
coincidence, accident tesadüf
rastlantı
irony
rastlantı
fortuity
rastlantı
encounter
rastlantı
contingent
rastlantı
happenstance
rastlantı
haphazard
rastlantı
fortuitous
rastlantı
fortune
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение rastlantıyla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Rastlantı
(Hukuk) TESADÜF
rastlantI
Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf: "Avlu kapısı önünde atından indiği sırada, iyi bir rastlantıyla, Hayrettin Ağa, oğlu ile avludaydı."- N. Cumalı
rastlantı
Bilgiye, isteğe, kurala veya belli bir sebebe dayanmaksızın oluveren karşılaşma, tesadüf